22 Ocak 2016 Cuma

Hikaye

BEN ÇEVRE VE TEMİZLİK KOLUNDAYIM

Okulda çevre ve temizlik koluna seçilmiştim. Açıkçası bundan
hiç memnun kalmamıştım. Başka kol mu yoktu? Herkes
gibi ben de sanat ve tiyatro koluna seçilmek istiyordum. Her
gün neşeyle çıktığım okuldan bugün canı sıkkın bir şekilde eve
dönüyordum. Birden tuhaf bir şey gördüm: Bir çocuk, yediği
bir şeyin paketini umursamadan yere fırlattı. Üstelik biraz ilerisinde
çöp kutusu vardı. Ama asıl tuhaf olan, biraz sonra oradan
geçen bir amcanın yaptığı şeydi: Yerden o yiyecek paketini
alıp çöp kutusuna attı! Ama o çöpü kendi atmamıştı ki
yola!.. Benim gibi yoldan geçen biriydi o da. Biraz önceki can
sıkıntım, yerini şaşkınlığa bırakmıştı. Bu karışık düşünceler
içinde eve varmıştım. Biraz sonra babam da geldi. Benim tuhaf
halimi gördüğünde ne olduğunu sordu. Ben de olanları bir
bir anlattım. Beni dikkatle dinleyen babam:
-Ben de olsam o amcanın yaptığını yapardım, dedi.
Daha sonra da,
-Neden bu kola seçilmekten dolayı rahatsızlık duyuyorsun,
diye sordu. Ben de:
-Sanat ve tiyatro kolu daha eğlenceli ve faydalı bence, diye
cevap verdim.
-Demek öyle düşünüyorsun, dedi.
Akşam yattığımda huzurlu değildim doğrusu. Bu huzursuzlukla
bir kâbus gördüm: Çöpleri sürekli yere atan bir çocuğun
üstüne birden, binlerce çöp boşalıyordu. Çocuk nerdeyse boğulacak
gibiydi.
-Durun durun, atmayııın! diyordu. Birden bire çöple dolu
yeryüzü, ağzını açıp konuşmaya başladı:
-Bundan sonra çöpleri ait olduğu yere, çöp kutusuna at! dedi. Bu korkuyla uyandım.
Hafta sonunu, bu kâbusun etkisiyle, düşünceler içinde geçirdim.
Pazartesi günü, okula her zamanki gibi sevinçle gittim. Müdürün konuşmasından
sonra arkadaşlarım söylenmeye başladı. Çünkü o gün bahçeyi temizleme görevi
bizim sınıfa verilmişti. Çevre ve temizlik kolu görevlisi olarak iş başa düşmüştü.
Önce yerdeki çöpü alıp çöp kutusuna atan amcanın davranışından ne kadar etkilendiğimi arkadaşlarıma anlattım. Sonra, gördüğüm kâbustan ve aslında çevremize dikkat etmezsek bu kâbusun gerçek olabileceğinden bahsettim. Bunun üzerine arkadaşlarım yavaş yavaş işe koyuldular. Bir müddet sonra herkes zevkle bahçeyi temizliyordu. Hatta en kısa sürede en çok çöpü kim toplayacak diye yarışa bile girmişlerdi. Bahçe kısa sürede temizlenince “Başka temizlenecek yer yok mu?” demeye başladılar. Temizliğin, iyilik yapmanın, çevre dostu olmanın verdiği zevki tatmışlardı bir kere.
Artık herkes çevre ve temizlik koluna seçilmek için can atıyor. Ama bu kolu kaptıracak göz mü var bende!..



                                                                  Diyanet Çocuk Dergisi Sayı : 347 Haziran 2009

Sağlığım İçin Temizlik

"Temizlik imandandır" buyurmuş Sevgili Peygamberimiz.İslam dini maddi (dış) ve manevi(iç) temizliğe çok önem vermiştir.İnsanın sağlıklı bir yaşam sürebilmesi için Temizliğe çok dikkat etmesi lazımdır. Çünkü temizlik, hastalıklara karşı sağlığımızı korur. Pek çok hastalık yetersiz temizlikten kaynaklanır.

Sağlıklı olmanın şartlarından biri de bedenimizi temiz tutmaktır. Özellikle dış etkilere her zaman açık olan el, yüz, diş, boyun, kulak ve ayakların temizliğine dikkat etmek gerekir. Temizlik kişisel sağlığımızın temelini oluşturur.

Giysilerimizin temizliği de sağlığımızla yakından ilgilidir. Kirli, mikroplu, çamurlu ve kötü kokan giysiler sağlığımızı bozar. Bunun için kirlenen çamaşırlarımızı temiz olanlarla sık sık değiştirmeliyiz.

“Temizlik, hastalıklara karşı sağlığımızı koruyan bir kalkandır.”

Temiz olmayan besinlerin sağlık için ne kadar tehlikeli olduğu, birçok hastalığın bu yolla vücuda girdiği bilinmektedir. Sağlığı korumanın önemli yollarından biri, yiyecek ve içeceklerimizin temizliğidir.

Sağlığımızı etkileyen durumlardan biri de çevre temizliğidir. Temiz bir çevrede yaşayan insanlar sağlıklı olurlar. Sağlıklı insanlar da huzurlu ve mutlu olur. Bu yüzden soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, gezdiğimiz ve oynadığımız yerlerin temiz olması gerekir.

İnsanlar çok eski çağlardan beri sağlığın önemini kavramışlardır. ilkçağlarda insan sağlığının bozulması, doğa dışı güçlerin etkisine bağlanıyordu. Hastalığın iyileştirilmesi için büyücüye başvuruyorlardı. Uygarlığın gelişmesi ile tıp bilimi ilerledi. Hastalıkların nedenleri bulundu, iyileşme yöntemleri gelişti. Bugün büyücülük ilkel toplumlarda kalmıştır.

Tıp bilimi her gün yeni buluşlarla insanlığa büyük yararlar sağlıyor. Tıp bilimi yalnız hastalıklarla, hasta olan insanlarla ilgilenmez, însan sağlığının sürekliliği, insanların hasta olmadan yaşamlarını sürdürmeleri için araştırmalar yapar. Yeni yöntemler geliştirir.

İnsanların sağlıklı yaşamaları için şu konulara dikkat etmeleri gerekir:

1. Sağlıklı olmak için temizliğe önem vermeliyiz.
Temizlik sağlığımız açısından çok önemlidir. Bedenimizin temizliği, kullandığımız eşyaların temizliği yaşadığımız yerin temizliği gibi ayrıntılarla bir bütün oluşturur.
Yalnız bedenimizin temizliği ya da yalnızca eşyalarımızın temizliği bir anlam taşımaz. Biz ne kadar temiz olursak olalım, eşyalarımız, giysilerimiz kirli olursa biz de kirli sayılırız. Bu durumda bit, pire, ve benzeri mikrop taşıyan canlılar, kolayca bizi bulur, biz de hasta oluruz.

2. Sağlığı bozan etkenlerden sakınmalıyız.

Yanlış beslenme, gerekli besinleri almama gibi durumlar, beslenme bozukluğu sonucunu yaratır, bu da sağlığımızı bozar.

Alkollü içki, uyuşturucu madde kullanmak da sağlığı bozar.

Zehirli böcek ve bazı hayvanların sokması, ısırması zehirlenmemize neden olur.

Sağlığın en büyük düşmanı mikroplardır. Çeşitli hayvanlarla, yiyecek ve içeceklerle, solunum yolu ile geçen mikroplara karşı uyanık olmalıyız.

3-Sağlık için Çevremizi temiz tutmalıyız

Kişiler kendi sağlıklarını korumada dikkatli oldukları gibi çevre sağlığını korumada da dikkatli olmalıdırlar. Bunun için çevremizi temiz tutmalıyız. Yerlere çöp atmamalıyız. Çevrede sinek, sivrisinek gibi zararlı böceklerin üremesini kolaylaştıracak ortam yaratmamalıyız.
Çevre sağlığını, çevre temizliğini korumak her yurttaşın önemli görevlerinden biridir.
4. Sağlık öğütlerini tutalım:
Mevsim özelliklerine göre giyinelim. terli iken su içmeyelim. Havasız yerlerde oturmayalım. Spor yapalım.
Yukarda açıklanan kurallara uyalım. Gerektiğinde sağlık kurumlarına başvuralım. Hastaneler, sağlık ocakları dispanserler, başlıca sağlık kurumlarıdır. Bu kurumlar çalışmaları sırasında birbirine yardımcı olurlar.
Sağlığımızla ilgili bir sorunumuz olduğunda hemen doktora gidelim. Doktorların verdikleri ilaçları tarifelere uygun olarak kullanalım. Kısacası doktorların sağlık konusundaki tüm uyarılarına uyalım.


    http://www.fetvalar.com/sorularla-cevabi-2682.html

Dürüst Olmak ve Temizlik

Sözünde Durmak, Dürüst ve Güvenilir Olmak ve Temizlik

         Olgun yüce bir insanın en büyük özelliklerinden birisi, onun güvenilir olmasıdır. Sürekli yalan söyleyen, verdiği 
sözleri yerine getirmeyen insanlar, diğerlerinin güvenlerini yitirirler; sevilmeyen, daima kuşku ile bakılan biri olurlar.
“Sözünde durmak”, birine söz verildiğinde, söz verildiği gibi yerine getirmek demektir. Örneğin
arkadaşına “Perşembe günü saat dokuzda sizin evde olurum” diye söz vermişseniz; söz verdiğiniz gün ve saatte orada olmanız gerekir.
Dinimiz verilen sözlerin mutlaka yerine getirilmesini emreder:
“Verdiğiniz sözü yerine getirin; çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.”
 ( İsra 34)
Sözle birlikte yemin edilmişse, durum daha da ciddidir. Çünkü
 
Allah adına yemin etmek, verilen sözde Allah’ı şahit göstermek demektir. Yeminine aykırı davranmak büyük günahlardandır. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurur:
“Allah’ı şahit tutarak yemin ettikten sonra yeminlerinizi bozmayın; Allah’ı kendinize şahit gösterdiğiniz halde yemininizi nasıl bozarsınız!”
 (Nahl 91-92)

Sözünde Durmakla İlgili Bazı İncelikler

·         Çok gerekmedikçe söz vermeyin. Çünkü ileride duygu ve düşünceleriniz değişebilir; şartlar başkalaşabilir.
·         Söz verirken, inşallah demeyi unutmayın; böylece içtenliğiniz oranında Allah’ın yardımını yanınıza almış olursunuz.
·         Söz verirken kendinizi kısıtlamayın. Örneğin saat dokuzda orada olurum demek yerine dokuz civarında orada olurum derseniz, sözünüzü tutma olasılığınız yükselir.
·         Söz vermede kelime oyunları yapmak, sözünden dönmek gibidir. Çünkü söz vermede asıl olan karşıdakinin beklentisini yerine getirmektir.
·         Söz verirken veya anlaşma yaparken durum iyice netleştirilmeli, taraflar birbirini tam olarak anlamalıdır.
·         Önemli konularda anlaşmalar, detaylı bir şekilde yazılmalıdır.

Hz. Peygamber’in kısa süre içinde yüzbinlerce insanın sevgisini ve bağlılığını kazanmasındaki sırlardan birisi, onun güvenilir bir insan olmasıydı. Biz de Allah’ın ve insanların sevdiği biri olmak istediğimize göre, güvenilirliğimize gölge düşürecek davranışlardan uzak durmalıyız.
Güvenilir ve dürüst olmak, kalp temizliğinin en önemli göstergelerinden biridir. İç dünyası temiz olan birinin ahlakı ve davranışları da düzgün olur.
Anlatım: Dr. Ali Kuzudişli

Çevre Temizliği

                                  Çevre Temizliği
             Temiz ve sağlıklı bir çevre, bütün canlıların yaşayabilmesi için temel koşuldur. Her canlı gibi insan da çevresiyle uyum içinde yaşamak zorundadır. İnsan hayatının devamını sağlayan sağlığı korumak ise ancak sağlıklı ve temiz bir çevre ile mümkündür. Bu nedenle vücudumuzu ve elbisemizi temiz tuttuğumuz gibi, yaşadığımız; uzak ve yakın çevremiz olan, evimizi, sokağımızı, okulumuzu, sınıfımızı, kısaca içinde yaşadığımız dünyamızı da temiz tutmalıyız.
             İslam ahlakının temel ilkelerinden biri de çevreyi korumaktır. Yüce Rabb’imiz, evreni en güzel şekilde yaratmış, gökyüzünde ve yeryüzünde bulunan her şeyi insanın emrine vermiştir.(Câsiye suresi, ayet 13) İnsanın huzurlu ve mutlu bir hayat sürmesi için, Allah, ona güzel bir çevre teslim etmiştir. İnsan kendisine emanet edilen çevreyi korumakla görevlidir. Yüce Allah Kur’an’da “Göğü yükseltti ve dengeyi o koydu. Sakın dengeyi bozmayın.” (Rahman 7-8) buyurarak dengeyi bozacak davranışlardan kaçınılmasını istemektedir. Peygamberimiz de “Çevrenizi temizleyiniz” (Tirmizi, Edep, 41) buyurmuştur. Bu nedenle çevreyi korumak dini bir görevdir.

             Çevre temizliği dinimizin bir emri olmasının yanında “hak” kavramı ile de yakından ilgilidir. Çünkü içinde yaşadığımız çevreyi başkaları ile paylaşırız. Buraların temiz tutulması ve korunması hepimizi ilgilendirir. Ortaklaşa kullandığımız çevreyi kirletmek onlara haksızlık olur. Bu nedenle bir kimsenin başkalarının kullandığı çevreyi kirletmeye hakkı yoktur. Bu “kendisine yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmamak” ilkesine ters düşer. Bu önemli bir ahlak ilkesidir.

Çevre temizliği ile ilgili olarak neler yapmalıyız?
Evimizi, okulumuzu temiz tutmalıyız. Çünkü zamanımızın büyük bir kısmı buralarda geçmektedir. Evimizi temiz tutmalı ve bu konuda büyüklerimize yardımcı olmalıyız. Evimizin temiz ve düzenli olması için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeliyiz.
Okul yakın çevremizin yakın bir parçasıdır. Okulumuzun temiz olması, bize sağlıklı bir öğretim ortamı sağlar. Bu nedenle okulumuzu ve çevresini temiz tutmaya özen göstermeliyiz. Yiyecek ve içeceklerimizi sağa sola atmak, duvarlara masaların üzerine yazı yazmak; çevremizi kirletmek çirkin ve sorumsuzca bir davranıştır.

Ev ve okul dışında yaşadığımız çevrenin temizliğine de dikkat etmeliyiz. Cadde, sokakları, park ve bahçeleri, ormanları piknik yerlerini temiz tutmak, kirletenleri uyarmak hepimizin görevidir. Bilmeliyiz ki, “temiz bir dünya temiz bir çevre” hem kendimiz için, hem de bizden sonra gelecek nesiller için çok önemlidir.

Çevreyi kirletenleri uyarmalı ve bu kötü alışkanlıklarından vazgeçirmek için gayret göstermeliyiz. Bunu yaparken nezaket kurallarına dikkat etmeli, karşıdaki kimseyi üzmemeye özen göstermeliyiz. Aynı zamanda kendimiz de çevre konusunda duyarlı olmalı ve bu konuda insanlara örnek olmalıyız.

Kısaca sağlıklı, mutlu, huzurlu, barış içinde yaşamak için çevremizi temiz tutmalıyız. Bunun için çevre temizliğine hem kendimiz uymalı hem de başkalarını bu konuda uyarmalıyız.


Çevremi temiz tutarım, çünkü
Günlük hayatımızda sürekli olarak çevreyle iç içe yaşarız. Temiz bir çevre insana huzur ve mutluluk verir.
Sağlıklı olmak için çevremi temiz tutarım. Çünkü kirli bir çevre birçok hastalığın kaynağıdır.
Çevremiz Allah’ın bize bir emanetidir. Çevreme zarar verdiğimde emanete ihanet eden bir insan durumuna düşerim.
Çünkü içinde yaşadığımız çevreyi başkaları ile paylaştığımı bilirim. Bu nedenle ortaklaşa kullandığımız çevreyi kirletmenin, onlara haksızlık olduğu bilinciyle hareket ederim. Çevremizi bulmak istediğim şekilde tertemiz bırakmalıyım. “Her zaman kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi başkalarına yapmamayı” kendime ilke kabul ederim.





       http://okyanustemizlik.com.tr/detay.asp?urunid=2688&%C7evre%20ve%20Temizlik

Beden Temizliği

Beden Temizliği
           İyi ve güzel olanı ifade eden "temizlik" kelimesi, beden ile ilgili olarak kullanıldığında, çeşitli kirlerden uzaklaşmayı ve paklığı ifade eder.
       İnsan elinin karışmadığı tabiatın ortak özelliği, temiz olmasıdır. Kara deliklerden temizlikçi mikroorganizmalara kadar, çeşitli mekânizmalarla en güzel şekilde yerine getirilen görevlerden biri temizliktir. Bu da gösteriyor ki, fıtrî prensiplerin başında temizlik gelir. Ölen hemcinsini toprağa gömen kargadan, gözü temizleyen kapaklardan, yeri süpüren rüzgâr ve tozunu yatıştıran yağmurdan temizlik dersi alınabilir. İnsan da yaratılış itibariyle temizdir. İnsanlar arasında temizliğe atfedilen değer dikkat çekicidir. Semavî dinlerin beden temizliği ve su temizliğine verdiği ehemmiyet büyüktür.
          İnsanlığın henüz temizliğin ne olduğunu tam olarak bilmediği bir dönemde, İslamiyet"in maddî ve manevî temizliği esas alan inanç sistemi; yüzlerce yıldan beri insanlığın hâlâ ulaşmaya çalıştığı temizlik ufuklarına ışık tutmuş ve tutmaktadır. Aşağıdaki âyetler buna güzel bir misaldir:
" Allah çok temizlenenleri sever." (Tevbe, 108).
"Şüphesiz, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever." (Bakara, 222).
"Elbiseni tertemiz tut. Kötü şeyleri terket" (Müddesir, 4-5).
  İnsanlığın numunesi olan Zât"ın temizliğini, hadislerine de yansımış buluruz: "Tuhûr, yani maddî temizlik ve tövbe, imanın yarısıdır." (Müslim, Tahare-1) Peygamberimiz (sas)"in daha nice ibadete ve beşerî hale ait temizlikle ilgili beyanları vardır.
                             

Ferdî temizliğin içtimaî önemi
İnsanlar temizliğe riayet etseler de etmeseler de karşılarındaki kişilerden temiz tutum ve davranışlar bekler. Temiz olma ve temiz görünme; toplum içinde emniyet, saygınlık, itibar vesilesidir. Toplum içine maddî temizliğe riayet etmeden çıkan kişilere Efendimiz (sas)"in ikâzı güzel bir örnektir. Efendimiz (sas): "Sizden biri bana gökten haber soruyor, halbuki tırnakları uzamış, pislik ve yemek kırıntıları dolmuştur." ve "Benim yanıma dişleriniz sararmış ve ağzınız kokar vaziyette gelmeyiniz." (C. Sagîr 2/72) beyanlarıyla ferdî temizliğin içtimaî yönüne dikkat çekmiştir.
Nasıl bir beden temizliği
   Beden temizliği, vücudumuza ait bazı kısımların temizlik ve bakımı ile elbise, çorap ve ayakkabıların temizliğini içine alır. Temizliği önem arz eden vücut kısımları şunlardır: eller, ayaklar, tırnaklar, ağız ve dişler, gözler, burun ve kulaklar, saç-sakal ve avret bölgeleri.
  Genel vücut temizliği
  Vücut temizliği derinin kir ve salgılardan arındırılması için, sabun ve 37-38 oC sıcaklıktaki suyla yıkanmasıdır. Her gün, değilse iki günde bir, en geç haftada bir defa yıkanmalıdır. Peygamber (sas)"in hiç olmazsa haftada bir kere vücudun tamamen yıkanmasını ve her türlü kir, pis kokudan arındırılmasını tavsiye ettiği bilinmektedir.
  Su ile temasın vücudun elektrik yükünü dengelediği, ılık/sıcak suyla yıkanmanın asabî ağrıları azaltıp giderdiği, çeşitli romatizmal hastalıklara iyi geldiği, günlük gerginlikleri azalttığı, ferahlık ve zindelik verdiği, kan dolaşımını uyardığı, cild sağlığına iyi geldiği bilinmektedir. Bu faydaların bir kısmı, soğuk duş/banyo ile de temin edilebilmektedir. Soğuk duş alamayanların, hiç olmazsa ılık-sıcak duştan sonra el, kol, yüz, ayak ve bacaklarını soğuk suya tutmaları faydalı olur. Aşırı sıcak su ile temas ve aşırı keselenme cild sağlığını bozar.
Temizlenmede herkesin kullandığı havuzlardan uzak durulmalı, tedavi maksatlı olanlar dışında durgun su ve küvette yıkanmamalıdır. Uzakdoğu ve Batı"da küvet ve fıçı gibi durgun suda yıkanma alışkanlığı yaygındır. Temizlik ve sağlık için uygun olanı duş tarzındaki yıkanmadır.
  Dinimizin mühim bir emri olan boy abdesti (gusül) genel vücut temizliğinin çok önemli bir boyutudur.                              
  El ve yüz temizliği
  Dış ortamla teması ve çok kullanılması sebebiyle el temizliği önemlidir. Yemekten önce ve sonra, uyandıktan sonra, gıda işleriyle uğraşırken, yemek hazırlarken, hayvanlara dokunduktan sonra, bebek ve hasta bakımından önce ve sonra eller yıkanmalıdır.
  Yüzün yıkanması; baş ağrılarının azalmasına, zindeliğe, sağlıklı ve güzel görünüme, baş bölgesinde kan dolaşımının düzenlenmesine katkıda bulunur. Dışa açık bir uzuv olması hasebiyle de kirlerden arındırılması tıbbî faydalar sağlar. Yüzle birlikte boynun yıkanması, beyni besleyen damarların uyarılması sebebiyle son derece faydalıdır.
  Ayak temizliği
  Ayak sağlığı için, temizlik kurallarının uygulanması önem taşır. Ayakların her gün yıkanması ve yıkandıktan sonra, özellikle parmak aralarının iyice kurulanması gerekir. Aksi halde nemli ortam, mantar enfeksiyonlarının gelişmesine sebep olur. Ayak tırnakları düzenli aralıklarla kesilmelidir. Parmak aralarının kuru kalabilmesi için ayakkabı sıkmamalı, çoraplar nem emici olmalıdır. Ayakkabının temizliği de çok önemlidir. Ayakları terleme eğiliminde olanların, ter ve kirleri ayakkabıya siner; ayak ve çorap temizlense bile ayakkabı giyilince hemen ayak kirlenir. Bundan dolayı ayak temizliği, çorap ve ayakkabı temizliği ile desteklenmelidir.
  Tırnak temizliği
  El ve ayak temizliğinin tamamlayıcısı tırnak temizliğidir. Tırnaklar düzenli aralıklarla kısa ve yuvarlak şekilde kesilmelidir. Ancak, tırnak batmasını önlemek için ayak tırnaklarının düz kesilmesi tavsiye edilir.
  Tırnakların muhtemel birer mikrop yuvası olabileceği akıldan çıkarılmamalıdır. Peygamberimiz (sas)"in bu hadisi şu hususa dikkat çekmektedir: "Ey Ali, uzayan tırnaklarını kes! Zira zararlı şeyler uzayan tırnaklar içinde barınır." (Deylemî) bu hadisteki kastedilen zararlıların en azından bir kısmının mikrop olduğu bugün bilinmektedir. Pis tırnaklı bir elin; ağız, burun, göz ve temas edebileceği vücut kısımları düşünülürse, nasıl bir tehlike taşıdığı kolayca anlaşılabilir.
  Tırnak kesme aralığı genellikle bir hafta olarak tavsiye edilir.                              
  Ağız ve diş temizliği
  Maalesef ülkemizde; yirmi yaşına gelen her yüz kişiden 89"unun dişleri çürük, okul çocuklarının % 67"si diş fırçası kullanmamakta ve yılda her 4 kişiye sadece bir diş fırçası düşmektedir.
  Ağız ve diş sağlığının devam ettirilmesinde, hastalıklardan korunmada, en kolay ve ucuz metot diş fırçalamadır. Dişler, yemeklerden hemen sonra değil; ağzın asiditesinin normale dönmesi beklenerek (yemeklerden 1,5 saat sonra) fırçalanmalı ve çok az diş macunu kullanılmalıdır. Kullanılan fırçanın kılları bozulacağından üç ayda bir değiştirilmelidir. Fırçalama genellikle diş etinden dişe doğru olmalıdır.
  Dişlerde çürük olmasa bile altı ayda bir dişlerin muayene ettirilmesi uygun olur. Şekerli ve karbonhidratlı besinlerin yenmesinden sonra, ağzın su ile çalkalanması veya biraz su içilmesi diş çürüklerinin oluşumunu azaltır.
  Efendimiz (sas)"in, ağız ve diş sağlığı konusundaki hassasiyeti dikkat çekicidir. Efendimiz farz ve nafile namazlar dikkate alındığında, günde beş-on defa misvak kullanmayı tavsiye etmektedir. Kendileri farz namazlardan başka, kuşluk namazı kılar ve her namazdan evvel, namaza durmadan ve abdest alırken, mutlaka misvak kullanırdı.Efendimiz: "Eğer ümmetime zorluk vereceğinden çekinmeseydim, her namazın başında onlara misvak kullanmalarını emrederdim." (Buharî, Cum"a-8; Müslim, Taharet-42), "Misvak kullanın, çünkü misvak ağzı temizler." (Buharî, Savm-27) buyurmaktadır.
  Göz, burun ve kulak temizliği
  Gözlerin yıkanması göz damarlarına kuvvet verir, göz iltihaplarına meyli kırar, göz pınarlarında biriken kirleri temizler, göze kadar bulaşmış mikropları uzaklaştırır, görme keskinliğini artırır. Özellikle yorgun gözlerin soğuk su ile yıkanması dinlendiricidir.
  Burun içini temizleme, havanın akciğerlere daha temiz gönderilmesine katkı yapar. Ayrıca nefes almayı kolaylaştırır, sinüslerin açılarak rahat boşalmasını sağlar. Hava ısıtıcı sistemin uyarılarak daha düzenli ve tesirli çalışmasına yardım eder. Kulak kepçesinin temizliğinde de benzeri mülâhazalar söz konusudur. Lakît İbn Sabira (ra) Peygamber (sas)"e:"Ey Allah"ın Resülü, bana abdesti anlat." deyince, Nebî (sas): "Abdesti tam/güzel al, parmakların arasını hilâlle, oruçlu değilsen burnuna suyu iyice çek." buyurmuştur. (Ebu Dâvud, Tahâret-55).                     
  Abdest ve temizlik
  Yukarıda kısaca temas edilen el-yüz, ağız-burun, göz, kulak, boyun, ayak temizliğine ek olarak ön kolu da ilâve eden ve gün içinde tekrarlanan bir temizlik ameliyesi de abdesttir. Hastalıkların çoğunun ağız ve burun yoluyla bulaştığı düşünülürse, koruyucu hekimlik adına abdestin yararlarına başkasını eklemeye gerek yoktur. Ayrıca abdest, son zamanlarda önem kazanan hidroterapi (su ile tedavi) unsurlarının çoğunu ihtiva eder.
Allah belli durumlarda Müslümanlara abdest ve boy abdesti almalarını emretmiştir: "Ey iman edenler! Namaza durmak istediğiniz zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başınızı meshedin ve ayaklarınızı da topuklara kadar . Eğer cünüp iseniz tam temizlenin." (Mâide, 6)
  Saç-sakal temizliği
  Saçların temizliği sağlığı etkiler. Çünkü bazı enfeksiyon âmilleri ve parazitler, kirli saçlara ve o bölgedeki deriye daha kolay yerleşir. Saçlı derinin dengesini bozup saçın aşırı yağlanmasına yol açabileceği için, saçların her gün, mümkün değilse günaşırı, en az haftada iki defa yıkanması gerekir. Saçlı deriyi ve kıl diplerini, yağlanmayı artıracağı için mekanik olarak aşırı uyarmaktan kaçınmalıdır. Saç, sakal, bıyık her zaman taranıp düzeltilmeli ve temiz tutulmalıdır.
  Saçların boyanması veya saça kimyevî maddelerin uygulanması, saçın ve saçlı derinin sağlığını bozabileceği için, bu tip uygulamalardan kaçınmalıdır. Saçlı deride kan dolaşımının bozulmaması için, çok sıcak ve çok soğuk havalar dışında başın açık olması faydalıdır. Resûlullah (sas): "Kimin saçı varsa, ona ikram etsin!" (Ebû Dâvûd, Tereccül-3) buyurmaktadır.


 Doç.Dr. Mesut MUTLU- Sızıntı


İlgili Ayet ve Hadisler

TEMİZLİK İLE İLGİLİ AYET VE HADİSLER
      "Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat o sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz"[1]
"Elbiseni temiz tut"[2]

"Orada (Mescid-i Kuba'da) günahlardan ve pisliklerden temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da böyle çok temizlenenleri sever."3

"Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır. "4
"Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi temiz nimetleri kendinize haram etmeyin ve Allah’ın koyduğu sınırları açmayın .Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez.Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının. "4 
Hadis-i Şerifler
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Allah temizlik olmayan namazı kabul etmez, hıyanetle kazanılan paradan verilen sadakayı da kabul etmez."5




[1] Maide,5/6 
[2] Müdessir,74/4
3 Bakara,2/168
4Maide,5/87-88
5 Muslim, Taharet 1, (I; 204)

Resûlullah (s.a.v) bir adam gördü, saçları darmadağınıktı."Bu adam saçlarını düzeltip tertibe sokacak bir şeyi bulamadı mı?" diye memnuniyetsizlik izhâr etti. Derken, o sırada bir diğer adam gördü, bunun da üstü başı kirliydi. Bunun hakkında da: "Şu adam elbisesini yıkayacak bir su bulamıyor mu?" diye söylendi."6
Resûlullah (s.a.v): "Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalardadır" buyurdular." 7
"Misvak ağzı temizler, Rabbi hoşnud eder"8


6 Ebû Dâvud, Libâs 14 (IV, 332)    

7 Ebu Dâvud, Et'ime, 12 (IV, 136)
8 Buharî, Savm, 27 (II, 234)


Temizlik

TEMİZLİK
Temizlik, kişinin maddi ve manevi kirlerden arınması, iç ve dış dünyasının temiz olması demektir. Dinimizde temizlik, bir kısım ibadetlerin şartı olduğu gibi, sağlıklı yaşamanın da bir gereğidir. Allah sevgisini kazanmaya vesiledir. Kur’an-ı Kerim’de, konumuzla ilgili olarak, “Şüphesiz Allah, tövbe edenleri ve temizlenenleri sever”[1] buyrulmuş; Hadis-i Şerifte de, temizliğin imanın yarısı olduğu ifade edilerek, İslam dininin temizliğe verdiği önem belirtilmiştir. Temizlik, maddi ve manevi temizlik şeklinde iki kısımda ele alınır.
İslâm, bütün beşerî sistemler ve diğer dinî nizamlar arasında temizliğe en çok yer veren bir dindir. Bütün ibadetler ve her çeşit dinî hayat temizlik üzerine kurulur. Hadis ve Fıkıh kitapları önce temizlik bahisleriyle başlar. İslam'ın yarısı temizlik kabul edilir.
Temizlik, gerek maddî gerek manevî olsun bir müslümanın mutlaka riayet etmesi gereken bir husustur. Hz. Peygamber (s.a.v) "Namazın anahtarı temizliktir" gibi beyanlarıyla temizlik olmadan dînî hayatın, dindarlığın mümkün olamayacağını mü'minlerin vicdanına yerleştirmeye çalışmıştır. Bu durumda maddî manevî bütün amellerin makbul ve muteber olması temizliğin varlığına bağlanmıştır. Nitekim hadiste: "Temizlik olmayınca namaz kabul edilmez" denmektedir.
Aslında kabul edilmesi için koşulan temizlik şartı namaza has değildir. Allah için yapılan her bir şeyin kabul edilmesi, onun temiz olmasına bağlıdır. İbadet riya ile kirlenirse makbul değildir. Sadaka, zekât meşru yoldan kazanılmış helâl maldan değilse aynı şekilde makbul değildir. Yenip içilen şeyler, alınan gıdalar temiz değilse yapılan duaların, edilen ibadetlerin makbul olmadığı bilinmelidir. Şu halde kişi, Allah'a layık olabilmek için pek çok yönlerden, maddeten ve mânen temiz olmak zorundadır.





[1] Tevbe, 9/108